Bayan Peregrine'in Tuhaf Çocukları
Önce filmi izledim, sonra kardeşim beğenir diye düşünüp hediye olarak kitabı aldım. O okumadan dayanamayıp kendim okudum. Ve dedim ki Tim Burton sen naptın. Bunca güzelim kitabı nasıl mahvettin böyle. Ay çok ağır oldu. Yani genelde kitabı okuyunca film bir hayal kırıklığı uyandırır ama bu kitabın başına gelen durum kötü valla. Acaba serinin hepsini toparlayıp tek film mi yapmışlar diye düşündüm ve biraz bakındım internette, evet öyle olacakmış galiba ama tabi yine kitaplarla alakası yokmuş.
Tuhaflık güzel şey yani. Ucundan, biraz tuhaf olmak kişiyi özel kılabilir. Belki de fantastik eserler insanı bu yüzden çeker. Neyse felsefeyi bırakıp kitaba/filme dönersek ana karakterimiz Jacob da öyle bi çocuk. Kendini toplum içinde yer bulamamış hisseden bi tip. Küçüklüğünden beri dedesinin tuhaf hikayelerini dinlemiş Jacob. Bundan sebep o hayal dünyasıyla gerçekler arasında ruhsal durumu pek de sağlıklı olmayan bir çocuk.
Bu yazı kitabı okumuş filmi izlemiş olanlar için olduğu için izleme/okuma zevkini kaçıracak bilgiler içerebilir.
Olaylar dedesinin ölümüyle başlıyor ve Jakob babasıyla birlikte, dedesinin anlattığı olayların geçtiği adaya gidiyor. Filmde bu ada sahneleri güzeldi, sisli, nemli, karanlık Cairnholm.
Bu adada Bayan Peregrine tuhaf çocuklarıyla birlikte yaşamakta ancak farklı bir zaman diliminde. Yani aslında kurguda zaman ve mekan çok güzel ayarlanmış. Bizim Jacob ne kadar normal ve sıradan bir çocuk olduğunu sansa da aslında o da tuhaftır. Dedesinin ona daha önce gösterdiği fotoğraflardaki insanların bu adada gerçekten yaşayıp yaşamadıklarını öğrenmek için adayı keşfe çıkar. Bu arada kitaptaki tüm o fotoğrafların gerçek fotoğraflardan seçilmesi (çok azında az bir rötuş dışında hiçbirinde oynama olmadığı yazıyor) kitabı özel yapan şeylerden.
Bayan Peregrine ve çocukların yaşadığı yetimhane ikinci dünya savaşının yaşandığı tarihlerde sadece bir günü kapsayan bir döngüde. Bunu güvenlik için yapıyorlar. Çünkü bu tuhaf ve özel çocukları tabi ki rahat bırakmayan bi gurup var. Ben kitapta döngü olayını da sevdim. Harita üzerinde döngüler ve zamanlarını araştırmaları güzel bölümlerdendi. Bu döngülere ulaşmak o kadar kolay değil elbette. Adadaki döngüye bir höyükten giriliyor ancak normal insanlar giremiyor, Jacob da tuhaf olduğu için adadaki döngüyü buluyor ve höyükten geçebiliyor. Olayın hepsini anlatmıycam. Bu şekilde olaylar başlıyor.
En başta Emma'nın uçan kız değil elinden ateş çıkaran kız olduğunu öğrendim. Ne gerek vardı. Böyle pek çok karakter ve yeteneği tutarsız şekilde değiştirilmiş. Mesela Enoch zorlama bi şekilde kötü bi karakter gibi gösterilmeye çalışılmış. Kitap içine çeken bi dünyayken film çocuk filmi desen değil, yetişkin filmi desen sonunu bağlama şekilleri saçmalık. İskeletlerin bi dans etmediği kalmış yani. Gemi sahneleri de öyle yani batmış bir gemi olağan bi şekilde çalışıp gidiyor. Ah ah fena olmuş yani.
Kitapta kurguyu çok iyi yapan yazar Ransom Riggs bu senaryoya nasıl razı gelmiş anlamadım. Kitabı okumayıp sadece filme göre değerlendirecek biri için vakit kaybı ve onca malzeme varken ziyan olmuş bi durum var.
Mesela bu fanartlar aslında kurgunun ne kadar da sahiplenilecek bir tarafının oluğunu gösteriyor bence.
Filmde Bayan Peregrine'ni canlandıran Eva Green çok iyi bi seçim olmuş. Kitabın önüne geçmeyi başarmış bence karakter olarak ama o da kuşa dönüşüp gittiği için sahnesi az malesef.
Ben Jacob karakterini oynayan Asa Butterfield'ı da seviyorum. Hugo filminde oynayan çocukmuş. The Space Between Us'ta da beğenmiştim. Çocuğu beğenince tabi filmde oyunculuğunun biraz ruhsuz kaldığını yorumları okuyuncaya kadar fark etmemiştim.
Filmin sonunda Jacob ve dedesi Abe'in telefonda konuştukları sahne güzel olmuş. Kitapta ise Jacob'un babasına her şeyi anlatması ve tuhaf çocukların babasının karşısına çıkarak Jack'e yardım etmesi, babasının Jacob'ı gerçekten psikolojik rahatsız sanmamasını sağlaması açısından bi açıklık getirdi ve rahat bi nefes aldırdı. Şimdi istediğin gibi tuhaf arkadaşlarınla dünyayı gezebilirsin Jack!
Kitap bittikten sonra aklımdaki soru devamını okusam mı hemen kitapları alsam mı napsam oldu. O dünyayı merak edip kopamadığın kitapları seviyorum. Neyse kardeşim kitabı okuyup devamını merak ederse mutlaka alırız.
Ha filmden bana kalan hoş bişey bu şarkı oldu. #staypeculiar ✌
Yorumlar
Yorum Gönder