Sahiplendirmenin Mutluluğu


Bi hayvan sahiplenmek ne kadar mutluluk vericiyse sahiplendirmek de en az onun kadar harika bi duygu. Yuri eve geleli 2 yıl oluyor neredeyse. Hep korkuyorsun gelene kadar çünkü gelen can senin ailede bi üye oluyor artık. Ama korku oraya kadar, geldikten sonra 'keşke daha önce karar verseydik böyle bişeye' diyorsun. Kesinlikle bir dost oluyor artık o canlı. Seninle uyuyor, seninle oynamak istiyor, yemeğini yalnız yemek istemiyor seni çağırıyor bi de geliyo musun diye dönüp arkasına bakıyor.

Sahiplenme konusu ayrı bir hikaye aslında, ben bugün sahiplendirme hikayemizi anlatmak istiyorum.

Yuri yeterli olgunluğa gelince artık kızgınlık dönemleri başladı. Doğasına müdahale etmek istemediğimizden ilk başta çok feci kararsız kaldık. Veterinere danıştık, operasyon için randevu aldık, iptal ettik. Derken bir kez bebek sahibi olduktan sonra kısırlaştırma işlemi yaparsak sağlığı için daha iyi olacağına kanaat getirdik. (şimdilik) Veteriner yavru kedileri sahiplendirme konusunda yardımcı olabileceklerini söyleyince artık kararımızı verdik. Çünkü doğurması mesele değil, asıl problem bir apartman dairesinde onca kediye bakmakta.

Ve yaz tatili başladı. Memlekette bahçede yeni kedilerle tanıştı Yuri. Kendisinin de bi kedi olduğunun farkına vardı. Neyse bu kısmı başka bi yazıda anlatırım. Gel zaman git zaman bizim bebişler dünya gezegenine doğru yollara düştüler ve bir gece ansızın evimizi melekler basıverdi. Nasıl hayret verici ve mucizevi bi olaydı, anlatamam.


Tabi bizim Yuri hiç üşenmemiş dört tane bebek getirmişti dünyaya. Oldu mu evde beş kedi. Onlar için bi oda boşalttık artık. Tuvalet eğitimiydi şuydu buydu derken zaman hızla geçiverdi. Hepsi ayrı bir karakter, hepsinin kendine göre huyu suyu var. Çok alıştık tabi onlara. Resmen terapi gibi bişeyler. İnsanın ruhuna iyi gelen bi tarafları olduğu kesin.

Sahiplendirmek için sütten kesilmelerini bekledik. Sonra Facebookta sahiplendirme sayfasına fotoğraflarını koyduk. Çok tatlı aileler sahiplendi bebeklerimizi. Ayrılmak da çok zor oldu tabi.



     Önce bu tatlı kara bebeği yine kendi gibi tatlı bi kızcağız aldı. 



Bu sarı kediş bizle ilk kaynaşan ve kendini en çok sevdirendi. Onu da bi öğretmene verdik.




Bu tatlı kedişi iki kez sahiplendirdik ama çok sevmelerine rağmen sağlık sorunları sebebiyle geri getirmek zorunda kaldılar. İki aile de adını habersizce Venüs koymuş. Sonra uzun süre yaşadık bu kedişle nerdeyse bi isimle çağırmaya başlıycaktık ki üç buçuk ayın sonunda en son onunla vedalaştık ki çok zor oldu. 


Ah bu kedişko öyle zıpır öyle sevecendi ki yeri ayrıydı. Çünkü diğerlerinin içinde en tipsiz bu kalıyodu. Ama bana göre çok değerliydi tabi. Kimse bunu beğenip almaz bize kalır diye seviniyordum ama ona da bir talip çıktı ve şükür ki hepsi çok güzel yuvalara kavuştular.



Asıl sürprizse şimdi başlıyor. Son kedimizi sahiplendirmeden bir gece önce kapımıza yavru bi kedi gelmiş, gece kapıyı kilitlerken gördük hemen içeri aldık su ve yem verdik. O suyu dakikalarca içti yavrum. Bizim Yuri ve diğer kediş şaşkın ve temkinli tabi. Yazık zavallı kedinin bir gözüne nolduysa yok. Çok acıdık. O gece yem ve küçük bi yuvayla aşağı garaja bıraktık. Ertesi gece yine kapımızadaydı neyse yine besledik bu sefer mamayı kapımızın önüne bıraktık. Sabah zil çaldı. Komşu. Rahatsız olmuş kapının önüne yem koymamızdan. Nasıl bir tahammülsüzlüktür idrak edemiyorum. Havaların en soğuk olduğu zaman bi de. Sonra ben de bu kedişin fotoğraflarını çektim ve sayfaya ekledim. O gün içinde mesaj geldi 'Kedi bi arkadaşımın kaybetmişlerdi' diye. Nasıl mutlu oldum. Bizimkilerden sonra bu kediyi de sahiplendirmiş olduk. Hepsi yuvalarında mutlu olurlar inşallah❤


                             

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Evrenin Harikaları | Wonders of the Universe

bullet journal çılgınlığı

Bayan Peregrine'in Tuhaf Çocukları